Bebeğim çatlar mı?
- Hande Dönmez
- 24 Tem 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Eyl 2023
Yaşamın ilk zamanlarında insanoğlunun gerçekleştirebildiği en temel refleksler; beslenmek için emmek, sindirim için tuvalet ve istediği/istemediği bir şeyi ifade etmek için de ağlamaktır. Tabii her anne ve baba bebeğinin ağlamasına dayanamaz. 9 ay boyunca büyük bir merak ve sabırsızlıkla beklediğiniz en değerli varlığınızın konforu ve iyiliği, yaşamınız boyunca, sizin için en önemli konu olacak. Hal böyle olunca onun ağlaması evdeki tüm yetişkinlerin panik olmasına hatta zaman zaman gerilmesine sebep olabilecek. O anda acaba ne oldu da ağlıyor? hemen ne yapsak da ağlamasa ve mutlu olsa diye seferber olmasına yetiyor. Ancak bebeğimizin ağlaması aslında beslenmesi ve tuvalete gitmesi kadar normal :)
İlk günden, tüm yetişkinler olarak, bebeğimizin ağlamamasına bu kadar odaklanmışken şimdi uyku eğitimi diye nereden çıktı bu ağlatma ve buna dayanmak ...
Evet acı gerçek şu ki bebeğinizin kendini sakinleştirmeyi öğrenmesi ve yalnız başına uykuya dalabilmesini öğretmek istiyorsanız, onu bu durumla baş başa bırakmanız gerekiyor. Bunu ben demiyorum, bir çok kaynak diyor :(
Ancak ben burada bu konuyla ilgili okuduğum kitap veya blogların hepsini anlatmayacağım, özetle iki tür görüş var...
1. görüş, bizim toplulumuzda yaygın olan, madem doğurdun ve annesin gerekiyorsa uyumayacaksın, uymak istiyorsan neden çocuk yaptın?
2. görüş, yaygın olmayan :), tıpkı yemeyi ve yutkunmayı öğrendiği gibi uyumayı da bebekken öğrenmeli
Öncelikle belirtmek istiyorum birinci görüşte olan annelere de kesinlikle büyük saygı duyuyorum, ve önlerinde saygı ile eğiliyorum. Ancak, uykusuz anneler kulübünde geçirdiğim 3 ay sonunda; kucağımda veya yatağımızda bebekleri uyutmanın benim için sürdürülebilir bir yöntem olmadığına karar vermiştim. Çünkü uykusuz "ben"; süt kaynakları açısından verimsiz ve daha gergin bir insan haline gelmiştim. Ayrıca doğum öncesini düşündüğümde loğusa sendromu diye bir şey ne kadar garip ise işte artık tam ortasındaydım. Bazı gecelerde ağlama sesleri yankılanırken, çaresiz ve uykusuz ne yapsam bu durum hiç bitmeyecek galiba diye depresyona girdiğim zamanlar çok oldu.
Bir önceki yazımda da belirttiğim örnek ise hala aklımdaydı; banyo yemek ve sonrasında odasında kendi kendine uyuyan bebek, işte bu mümkündü ama nasıl?
İşte o zaman hayatımızı değiştiren kitaba sarıldım ve okumaya başladım sonunda istediğim soruların cevaplarını ve nasıl yapmam gerektiğini bir şekilde anlamıştım. Bebeklerime kendi başlarına uyumayı öğretmeliydim.
Kitap der ki bebeğiniz 6 kiloyu geçtiyse artık gece boyunca kendisi uyuyabilir. Bebeklerimiz ikiz olmanın da etkisiyle 36. haftada ve 3 kg altında doğmuşlardı dolayısıyla normal koşullarda 3. ayın sonunda bir bebek uyku eğitimine başlayabilirken bizim durumumuzda 6 kiloyu geçmiş olmamaları ve 1 ay da erken doğmaları sebebiyle 4. ayın sonuna kadar beklemem gerekiyordu. Nihayet 4. ay geldiğinde uyku eğitimine başladım...
Bu arada not olarak belirtmeliyim; bebeklerimiz ilk günden itibaren hep kendi odalarında kaldılar, hiç yatak odasında veya başka bir yatakta bizimle yatmadılar. Ancak çocuğunuzun size sarılarak kokusunu içinize alıp o minicik kolları ve elleri ile size sarılması kadar keyifli bir şey yok (bunu ancak 3 yaşında tattım itiraf ediyorum)
Uyku eğitiminin en önemli koşulu tutarlı olmak. Tüm aile bireyleri bu konuda size destek vermeli yoksa hem bebekler hem de anne için oldukça zor bir süreç olabilir. Açıkçası anneniz size "yazık çocuklar çatlayacak dediğinde" ve kalbinize bir ok saplandığında bile başladığınız yoldan çıkmamanız lazım, yoksa çocuğunuz ağladığıyla kalıyor ve boşuna acı çekmiş oluyorsunuz. Çatlama konusuna gelince ağlayarak çatlayan çocuk olmadığını bir çok doktora sordum :). Çatlama olarak bilinen konu göbek fıtığı, karın kaslarının gelimemiş olması sebebiyle kasılmadan oluşuyor ancak doktorumun bana dediği çok gülerse de olabilir ;-). Tüm Avrupa ülkelerindeki çocukların da çatlaması gerekirdi öyle bir şey duyduğumuzu sanmıyorum.... yani bebeğiniz ağlayarak çatlamaz...
Kitabı okumak isteyenler için;

Comments